Firmalarımız müşterileri tarafından tercih edilen olmak ve varlıklarını sürdürmek istemektedirler. Bu çabalar noktasında bir sürü engel ve zorlukla ile karşılaşan firmalarımızın önündeki en kritik kavramlardan biride etik kavramıdır. Kişilerin karar alma sürecinde karar verirken dikkate aldığı bir kavramdır etik. Öyle ki kendin için istemediğini bir başkası için istememektir. Ahlaki bir kavram olarak da karşımıza çıkar. Son yıllarda kurumsal çizgide hareket eden birçok firma etik politikalarını ardı ardına yayınlama başladılar. Bu tanımlama ile personelin şirket çıkarlarına uygun şekilde davranmasını ve şirket değerlerine, sorumluluk ve önceliklerine göre belirlenen etik kurallara uyulması hedeflenir. Bu şekilde firma tüm paydaşlarına etik yaklaşımlarını ilan eder.Bizler insan olarak tanımlanmamış yapılar içerisinde sınırları olmadan yaşamayı çok seviyoruz. Fakat sürdürülebilir bir gelecek ve başarı için sınırları çizilmiş ve tanımlanmış bir yazılı kültüre ihtiyaç duymaktayız. Maalesef ki ülkemiz firmalarında etkin olan sözlü kültürdür. Yazılı kültür olmadan uluslararası normlara göre hazırlanmamış alt yapıların da sürdürülebilir olması söz konusu değildir. Bu açıdan yazılı bir kültür hazırlayabilmek için, Etik kavramının ana başlıklarına bir göz atacak olursak.
Ek iş yapma, menfaat, yasalara aykırı davranış, gizli bilginin uygunsuz kullanımı, ticari sırlar ve müseccel bilgiler, taraf tutma ve ayrımcılık, hediye verme ve kabul etme, çıkar çatışması yönetimi, kaynakların kullanımı, kurumsal yönetimi ilkelerine uyum vb başlıklarda yaklaşımlarını ve sınırlarını tanımla ve ilan ederler.
Bu süreçte etik kurul ve etik yönetimi danışmanı gibi kavramlarda gündeme gelir. Bu kurullar kurulmalı ve etik süreçlere uyulmamasının getireceği yaptırımlarının da neler olacağı net tanımlanmalıdır.
Başarı adına sınırları tanımlamalıyız. Sınırlar içerisinde hareket edilmesi başarının anahtarını oluşturmaktadır. Bizler kavramaları genellediğimiz zaman da işlerin içinden çıkamamaktayız. Neyin doğru yâda yanlış, güzel yâda çirkin, iyi yâda kötü olduğunu da yer-zaman ve doz ilişkisi bizler söyler. Bir kavram farklı zamanlar da doğru iken farklı bir zaman da yanlış olabilmektedir. Bu olgu ile sizlere aktarmak istediğim düşünce dünyamız da ezberden çıkmamızdır.
Ahilik kültüründe etik olmayan esnafın pabucu dama atılarak teşhir edilirmiş. Bu ticari anlayış çok güzel bir noktaya gelmiş. Ama bu değerler şimdiler de kalmadı. Bu değerler şimdiler de farklı yaşanmakta olsa da müşteriler etik olmayan yapıları farklı şekiller de değerlendirmektedir. Sonuçları da kişi yâda kurumlara finansal sonuçlar olarak yansımaktadır. Etik çizgide olmayanın itibarını olmadığı ve anlık kazanımlarının olsa da gerçekte kişi yada kurumların bir geleceğinin olamayacağıdır.
Yazar: Sİnan GÜLTEKİN